Pages

Gornji oglas

Showing posts with label Elie Saab. Show all posts
Showing posts with label Elie Saab. Show all posts

Friday, July 12, 2013

Yeni Dönem Tasarımcılık !!



Sosyal medya sayesinde artık hiçbir şey gözden kaçmıyor. Zaten yapan da gözden kaçmasını değil yaptığının ne vahim birşey olduğunun farkında olsun olmasın göğsünü gere gere markasını duyurmak, egosunu şişirmek, bilinçsizse şakşaklanmak adına tüm mecraları kullanıyor ! 

Tıpkı bu örnekte olduğu gibi ; karşınızda tasarımcı (!) Gülnur Güneş 'in müşterisi için tasarladığı (!) elbiseyi görüyorsunuz !!

Kim olduğunu bilmiyordum. Bir okuyucum haber vermese bilmezdim de. Zaten 2010 senesinde Elie Saab 'ın çok bilindik tasarımını minik değişikliklerle kendine mal eden tasarımcıyı(!) neden bileyim ki ?! Bilsem de işte ancak bu vesileyle bilirim.


Görsel Kaynak : instagram/gulnurgunes





UYARI : Bu post ve görseller @ModaVeSosyete 'ye aittir. Kullanmak isteyenler kaynak belirtmek zorundadır. Aksi takdirde yasal işlemlere başvurulacaktır.

Thursday, June 13, 2013

Düğün Sezonu Açılmıştır :)

Günlerdir o kadar şiştim o kadar bunaldım ki artık meditasyona ihtiyacım var. Bu yüzden gelsin moda, güzellik, şıklık..

Malum yazın başlaması demek bol bol Elie Saab 'lı gelinlikler demek.. Sosyetem de sanat camiam da pek sever Elie Saab 'ı. E haksız da sayılmazlar doğrusu. Hangi gelin birbirinden güzel, zarif ve işçilik delisi gelinliklerden giymek istemez ki ?





Bade İşçil 'in gelinliği Elie Saab 'ın geçtiğimiz sezon pek revaçta olan Aglaya modeli. Resmini görür görmez eteğin şaşalı görünümü çok hoşuma gitmişti. Ama ne yalan söyliyeyim Bade İşçil 'in gelinliğinin Aglaya olduğunu anlamam uzun sürdü. Çekimlerde gelinlik bir içim su ama Bade İşçil 'in üstünde alalade bir gelinlik. Eteğin içine tarlatan giymediği için albenisi sönmüş ve bacak boyunu baya kısaltmış. 



Dünya güzeli Bade 'miz için fazlasıyla sıradan bir modele dönüşüvermiş.. Bir ara makyajı için Kate Middleton 'ın gelin makyajını yapan makyözü getirdiklerini okudum. Umarım dalga geçmişlerdir. Ortada woww denilecek hiçbir makyaj görmedim. Ha doğal görünümü severim. İyi ki allar pullar olmamış ama kimbilir ne paralar verilmiştir. Üzülürsem birtek buna üzülürüm. Katlı duvağı sevmedim. Hele bazı karelerde duvak iyi bir baş belası olmuş. Buketi fena değil.

En güzeli ise yüzündeki mutluluk taşan gülümsemesi. Bu güzel çifte mutluluk dilerim. 



Romina Hakko 'nun gelinliği ise ilk saniyede bu kesin Elie Saab 'dır diyebileceğiniz bir model. İşçilik olağanüstü güzellikte. Instagram 'da gelinliği için bu havalara göre fazla kapalı dendi ama bir sinegog nikahı için son derece uygun bir model. Sinegog da giyilen gelinliğin dekoltwli olmayanı makbuldur. Saç modeli ve makyajı harika. Olmamış diyebileceğim tek şey bu sanat eseri gelinliğin altına uygun bulduğu YSL Tribute ayakkabıları. Nasıl böylesine vasat ve uygunsuz bir model seçilmiş bilemedim. Halbuki o kadar fazla işçilik var ki satenden düz bir ballerinas bile giyebilirmiş.











Bizler Elie Saab severiz ama Avrupalı aristokratların kraliyet düğünlerinde seçimleri genelde Valentino olur. İsveç prensesi Madeleine 'in gelinliği de Valentino Garavani imzalı. Sadece eskizi bile kalbimi fethetmeye yetti. O nasıl klas ve zarif bir dantel dokudur öyle. Muhteşemm ! Saçı, makyajı, duvağı, buketi, ayakkabı modeliyle kısaca herşeyiyle kusursuz bir prenses gelin olmuş. Ha arada gelinin yakası dağılmış ama bu bile sırıtmamış aksine hoşuma gitti :) Amerikalı damadın vatandaşlığından vazgeçmeyip ünvan almaması ise ayrı bir güzellik olmuş. 


Wednesday, November 28, 2012

L'OFFICIEL Türkiye 'de DERİN MERMERCİ !

L'Officiel alınacak dergiler listeme ışık hızıyla girmekle kalmayıp bir de heyecanla acaba bu ay ne var diye kalp atışımı hızlandıranlardan. Kasım ayı Tuba Ünsal kapağı müthiş başarılıydı. Ama Aralık ayı sayısı hepsini ezecek güçte çünkü tam benlik :)


Kapakta Tom Ford elbisesiyle müthiş güzel görünen bir Derin Mermerci. Hem de konuk editör olarak. Sayfalar içinde düzenlediği yılbaşı partisine konuk oluyoruz. Bununla kalmayıp stil sırlarını, sevdiği markaları kısaca bir moda freak neyi okumaktan keyif alırsa herşey mevcut :)
 
Tüm görselleri koyup işin heyecanını bozmak istemiyorum. Instagram hesabımla paralel giderek 2 kolajı ve bazı kareleri sizlerle paylaşıyorum.



Çekimlerde ağırlıklı olarak Tom Ford, Elie Saab ve Valentino kullanılmış. Bazı parçalar kendi gardrobundan. Mekan olarak ablasından dolayı akraba olduğu Alexandre Reza 'nın Paris Place Vendome’daki mücevherevi seçilmiş.
 
Normal halini bildiğimiz için kapakta yoğun fotoşop kullanıldığı ortada. Mesela yüksek çözünürlü fotolarda saç rengine çok çiğ deyip beğenmesekte fotoşoptan olsa gerek karelerde renk kusursuz güzellikte. Yanaklarla oynanmış yüzü gözü ortaya çıkmış. Ama ne kadar fotoşop kullanılsa da bu kadının farklı bir tarzı olduğu da su götürmez bir gerçek. İstediğimiz kadar kıyafetine laf edelim yok estetik yok şu bu diyelim ama bir Derin Mermerci gerçeğini de unutmayalım :) Bazı karelerde Kate Moss 'u andırıyor. Vücut hatları son derece Avrupai. Bu fiziğe çuvalı bile giydirseniz Elie Saab dersiniz.
 
Kısacası buram buram lüks ve jet-set kokan L'Officiel Aralık sayısı keyifli saatler geçirmeniz için ideal !



Monday, September 17, 2012

GÖZDE ÖZER ve KAMİL AGEL Düğünü !

 



Nihayet görkemli klasik bir Türk saray düğünü ile karşı karşıyayız. Ama ne görkem ne şaşa !! Gözde Özer 'in 75 bin euro değerindeki Elie Saab gelinliği göz kamaçtırıcı ! Hatta gözlerime dinlendirici gözlük taktıracak kadar :) Kumaş ve işçilik elbette birinci sınıftır ona lafım yok ama biliyorsunuz bu tarz gelinlikleri sevmem. Yanlış görmüyorsam gelin çıtı pıtı bir fiziğe sahip. Bu kadar ağır gelinliği tüm gece nasıl taşıyabilmiş bakın burda kendisine hayran kaldım. Kolay olmasa gerek. Kumaşın ağırlığı bir tarafa bir de 5 metrelik bir kuyruk var. Duvak ağır, gerdanlık ağır herşey taşlı, herşey parlıyor. Bıdı bıdı ediyorum ama biliyorum ki el emeği göz nuru bir işçilği var bu gelinliğin. Kimbilir kaç saat kaç gün dikilmiştir. Gelinimiz seçmiş beğenmiş ya önemli olan o. Mutlu olsunlar gerisi boş :) Ha hazır lafı gelmişken bir şeyin altını çizeyim. Gelin ve gelinlikler eleştirilmez diye birşey yok. Moda adına herkes herşey eleştirilir. Kimseye hakaret edilmiyor kimse aşağılanmıyor. Herkesin zevki kendine. Ben beğenmedim diye kimse beğenmeyecek diye birşey yok. Hatta beğenenler için detaylı fotoları koyuyorum ki alın resmi götürün modacınıza siz de istediğiniz içinde mutlu olduğunuz gelinliğe sahip olun.

Ve geçelim davetlilere. Davetliler de en az gelin kadar şaşalı. Neyseki bu sefer beyaz giyen kimse yok :)



Davetlilerde en beğendiğim kare bu oldu. Fatoş Sarıgül, İpek Varol ve Ebru Kadayıfçıoğlu. Üçüde harika görünüyor. Elbiselerin kesimi, renkleri ve mücevherler harika.



Fatoş Sarıgül 'ün Monique Lhuillier elbisesini yakından görebilirsiniz. Renk çok yakışmış ve güzel taşımış. Hele özel yapım Altınbaş gerdanlığına bayıldım !! Klasik koyu göz ve kaş makyajını uygulamış. Bu koyuluğa uçuk renkte ruj kullanılması isabetli olmuş. Gerçi ben hala bu kadar koyu göz makyajı yapmasını doğru bulmuyorum ama artık göz alışkanlığımıdır nedir bu sefer genel havaya yakıştırdım.




Yıldız Özer ve Dila Özer gelinin kardeşleri olmalı. Cengiz Abazoğlu elbisesiyle Yıldız Özer pek bir havalı. Gösterişli elbiseyi hakkıyla taşımış. Lakin makyajı için aynı şeyi söyleyemiyeceğim. Sanırım Dila Özer 'in elbisesi de Cengiz Abazoğlu. Pek bir prenses tarzında. Saçı ve makyajını sevdim ama elbisenin kendisini sevmedim. Ne rengini ne kesimini ne de taşlarını.



Nazlı Yazıcı zor bir elbiseyi ince fiziğinin avantajıyla kusursuz taşımış. Saçı ve makyajı herşey yerinde ama yine de birşey beni rahatsız ediyor. Bir olmamışlık var ama ne ? Bir de farkındamı bilmiyorum ama Sevil Sabancı 'ya ikizi kadar benziyor !



İdil Firat 'ı beğendim. Elbisesi çok yakışmış ve bu sefer makyajı da çok iyi. Uzun saçlıların saçlarını yana alma işini iyice abarttık bizi tutabilene aşkolsun :) Ama İdil Fırat 'ta güzel durmuş sevdim. Gerdanlığı da çok hoş. Tek sorunumuz zayıflığı fazla abartmış olması.



İlkem Öztürk beni hayretler içinde bırakmaya devam ediyor. Aslında düğünün genel havasıyla son derece uyumlu diyebilirim. Blogundan ince zevkini bildiğim İlkem Öztürk 'ün iş kendine geldiğinde neden bu kadar ağır kıyafetler seçtiğini anlamak zor. Çok fazla taş çok fazla makyaj kısaca herşey çok fazla !



Nihayet Demet Sabancı Çetindoğan 'ı beğendim. Elbisesindeki tül çok manasız olsada straplezi güzel taşımış. Renk yakışmış. Ve makyajında da gözle görülür olumlu bir gelişme var.



Gençler 50 yaşında kadın gibi görünürken Fatoş Hataylı sağolsun içimi açtı ! İddialı bir kumaş seçse bile saçı, makyajı, fuları ve yerinde aksesuarları ile çok hoş görünüyor.


Share

Tuesday, July 10, 2012

FATOŞ SARIGÜL 'ün Paris Haute Couture GÜNCESİ !

Moda ve sosyete haberlerini takip edenleriniz Fatoş Sarıgül 'ün Paris Haute Couture Haftası boyunca önemli 3 davete katıldığını biliyordur. Davetler boyunca neler giydiğini nerelere gittiğini gördüğümde insanı imrendiren fotoğraflarının yanısıra neler yaşadığını ve düşüncelerini de merak etmiştim. Kamera önünde güzel fotolar var ama bunun kamera arkası nedir ? Nasıl hazırlandığından duyduğu heyecana ve davetlerden detaylara kadar herşeyi merak ediyordum. Kendisiyle sıcacık bir sosyal medya dostluğumuz olduğu için hemen kendisine 2 gün boyunca neler yaşadığını benimle dolayısıyla okuyucumla paylaşmasını rica ettim. Sağolsun hiç kırmadı. Ve işte karşınızda Fatoş Sarıgül 'ün kaleminden ve merceğinden Chanel 'in mücevher tanıtım daveti, ertesi günkü Chanel ve Elie Saab defileleri. Eminim okurken sizlerde benim kadar keyif alacaksınız.

" Bundan iki ay önce temmuz ayı başındaki Chanel yeni mücevher koleksiyonu tanıtımı ve Gala yemeği davetini aldığımda hem çok heyecanlandım, hemde koleksiyonu ilk görenlerden biri olacağım için çok sevindim. Mücevherle aramdaki bağ hobi olmaktan ileri profesyonel anlamda varolduğu için çok da meraklandım. Chanel’in son birkaç yıldır mücevher sektöründe yaptığı atılım dikkat çekici. Gala yemeğinin ertesi günü gerçekleşecek Chanel defilesine ve bir sonraki günkü Elie Saab Couture defilesine de davetliydim. Böylece her zaman severek gittiğim Paris bu sefer bende daha bir heyecan yarattı. Chanel İstinyepark mağazasından Gala gecesinde giymek için özel bir tuvalet istediğimde bana çok şık incilerle işlenmiş, gümüş rengi bir kıyafet önerdiler. Tereddüt etmeden aldım :) Kıyafetime uygun incili bir çanta da istedim ama maalesef uygun bişey bulamadık. Bende kıyafetin rengine uygun bir VBH ile kombinledim. Defilelerde giymek için özel bir alışveriş yapmaya gerek görmedim ve evdeki kıyafetlerimden hazırladığım bavulumla seyahate hazırdım ;) Bu arada beni kırmayıp seyahatte bana eşlik eden eşimde yemek için yelekli siyah bir takım elbise seçti. Ayakkabılarından kol düğmelerine kadar özenle hazırlandı :) Yemeğe tamam ama defile de beni unut diye de ekledi daha yola çıkmadan!




Chanel, seyahatimiz için her şeyi mükemmel organize etmişti. Bize eşlik eden Chanel Türkiye Genel Müdürü Cangül hanım, Charles De Gaulle’e indiğimiz andan itibaren, otele varışımıza, gece için hazırlanırken makyözden kuaföre kadar her şeyi ayarlamıştı. Ben saç ve makyaj konusunda biraz tutucu olduğumdan saçıma sabah uçağa gitmeden fön çektirmiştim ve makyajımı da kendim yapmayı tercih ettim. Otelde biraz dinlendikten sonra gece için hazırdık. Davetin yer aldığı Musee du quai Branly girişinden itibaren etkileyen atmosferiyle bizi hemen havaya soktu. Girişte herkese küçük el fenerleri dağıtılması herkeste bir şaşkınlık ve heyecan yarattı. Davetliler küçük gruplar halinde karanlık bir salona alındıktan sonra Chanel’in 1932 yılında yarattığı mücevher koleksiyonu fotoğrafları ile bir slayt gösterisi izletildi. Slayt gösterisinden sonra başka bir karanlık salona davet edildik ve burada başımızı yukarı kaldırdığımızda yıldızlı bir gökyüzü animasyonuyla karşılaştık. Kayan yıldızların efekti çok hoştu. Daha sonra da daire şeklindeki salonun duvarlarının hafif aydınlatılmasıyla duvarların ortasındaki vitrinlerde yer alan mücevherler ortaya çıktı. O an herkesin nefesi kesildi diyebilirim. Yıldızlar ve kuyruklu yıldızlardan ilham alınan koleksiyonda kullanılan D renk VVS1 kalite pırlantalar inanılmaz bir ışıltı yaratıyordu. Tasarımlarla taşlar son derece uyumluydu ve her kadın o mücevherlere aşık olurdu. Bende oldum. Elimizdeki minik el fenerlerinin işlevi ise,karanlık salonlarda önümüzü görmenin yanında,ilgilendiğimiz mücevheri daha fazla aydınlatarak incelemeye olanak sağlamaktı. Mücevherlerden ayrılmak istemesemde görevlilerin davetiyle Paris’i ve Eyfel’i çok güzel bir konumdan görmemizi sağlayan teras katına çıktık. Hafif esintili, ılık havada, klasik müzik eşliğinde ve Eiffel manzarasında şampanyalarımızı yudumlamak çok keyifliydi. Yemek için salona geçer geçmez, davette Chanel kıyafet giymeyi seçmiş pek çok kadın gibi bende pişti olduğumu gördüm :) Üstelik de üzerimdeki kıyafeti, benim fikrimce anoreksik seviyesinde zayıf 80 yaşında bir kadın giymişti :))) Neyseki kıyafetin yakışanı belliydi ;) (kötüyüm kötüüüü)



Yemekde füme somon ve havyarla başlayıp, özel şarap sosunda pişmiş levrekle devam eden ikramlar çok ama çok lezzetliydi! Aman kıyafet yakışsın diye o saate kadar aç duran ben, bakan baktı gören gördü, e fotoğraf çekimi de tamam diyerekten hepsini silip süpürdüm :))) Yemek boyunca mankenlerin üzerinde dolaşan mücevherleri teker teker inceleme şansımız oldu. Gerçekten Chanel’e mükemmel mücevher koleksiyonu için kocaman alkış. Bizimle aynı masada oturan Chanel pazarlama direktörü Patrick’den öğrendiğime göre, eylül ayında şu anda 80 parça olan koleksiyon 152 parçaya çıkacakmış. İlgilenenlere duyurulur !

Gecenin sonunda, yolculuğu o gün yapmanın verdiği yorgunlukla kendimizi otele attığımızda saat epey geç olmuştu ama ertesi gün saat 10’daki defile için erkenden dikildim. Tekrar giyin, saç baş, makyaj, kahvaltıya vakit kalmadı maalesef. Chanel defilesi için Grand Palais kamelya ağaçları ile donatılmıştı ve defilenin yapılacağı salona davetliler için Fransız cafe’si ambiansı yaratılmıştı. Defile girişinde,saçındaki incili Chanel aksesuar ve inanılmaz güzel yüzü ve gülen gözleri ile bir kız dikkatimi çekti. Pek çok kişi fotoğrafını çekiyordu. Bende çektim. Meğer kız Miroslava Duma’ymış :) Tanıştığmıza memnun oldum. Hakkaten hem güzel hemde tarz sahibi !





Defilede genelde herkes yine Chanel giyiyordu, ben hariç :) Böylece pişti olmadım :) Karl Lagerfeld yine harikalar yaratmıştı. Koleksiyon çok giyilebilir parçalardan oluşuyordu. Renkli payetli bir pantolonu gözüme kestirdim ;) Defileyi izleyenlere Chanel Mademoiselle parfüm hediye edilmesi de hoş bir jestti. Defile çıkışı Türkiye’den Chanel davetlisi olan hanımlarla birlikte eşimin davetlisi olarak Hotel Costes’da öğle yemeği yiyip biraz defile dedikodusu yaptık. Eşim Emir’de o sırada kendini kesti :) Eeee centilmen olmak kolay değil ;) Chanel davetlisi kafile aynı gün uçakla Türkiye’ye döndü. Ben ve eşim ise dostumuz Elie Saab ’ın defilesi için birgün daha kalıyorduk.

O gün öğleden sonra Elie’yi ziyaret için onun ofisindeydik. Hazırlıklar tam gaz devam ediyordu. Ekibin heyecan ve stresi tavan yapmıştı. Elie’nin de gözleri yorgunluktan şişmişti ve kıpkırmızıydı. Osmanlı’dan ilham alarak tasarladığı kıyafetleri görmek için can atıyordum ama Elie’yle bir kahve ve sohbet sonrası, meraklı bakışlarımla etrafı fazla taciz etmeden sessizce çıktık :)




Defile saat 12.30’da olduğundan rahatça kahvaltı ettik. Emir de ilk defilesine katılacaktı. Yol boyunca kaç dakika sürer, bak uzun sürmez di mi deyip durdu, uzun sürerse sıkılmaktan korkarak..Defile her zamanki gibi rötarlı başladı ve birbirinden mükemmel couture kıyafetler su gibi geçti önümden. Tek bir tane yoktu beğenmediğim, hepsi mi mükemmel olur! Gerçekten öyleydi..Hepsini giymek, masalda yaşamak gibi bir şey olurdu heralde..Dantelin ve nakış gibi incecik,zarif işlemelerin olduğu kıyafetler renkleri ile de muhteşemdi..Bence Elie Saab, couture’da bir numara,üstüne tanımıyorum..O gün akşam, Elie’nin evindeki özel davete katılmayı çok arzu ettiğim halde kalamadık. Eşimin işleri nedeniyle akşam İstanbul’a döndük. Uçakta aklımda ve hayalimde Chanel’in mücevherleri ve Elie’nin kıyafetleri uçuşaraktan, İstanbul’a konduk ! "


Su gibi aktı değil mi :) Fatoş Sarıgül 'e ilgisi ve bu güzel jesti için bir kez daha teşekkür ederim. Bundan sonra böyle birinci ağızdan özel anları sık sık konu edeceğim :)

*Bu yazının ve görsellerin tüm hakları ©ModaVeSosyete 'ye aittir. İzinsiz kullanımda yasal işlemlere başvurulacaktır.


Share