Pages

Gornji oglas

Saturday, August 31, 2013

Herşey Senin Elinde

 
 
 
Hayat bir kum tanesi gibi akıp giderken elimizden, neden ona bir dur bile diyecek cesareti bulamayız yüreğimizde… Bu savruluşa yenik düşen bedenimiz midir, yoksa beynimiz midir…? Nedir bizi böyle uyuşturan…? Yılların yorgunluğu mudur…? Deneyip deneyip vazgeçmelerimizin verdiği umutsuzluk mudur…? Neden insan hep bir destek arar kendine…? Bilmez mi ki ne varsa her şey kendi içinde…?
 
 Yaşayan ölülere dönüşmeden önceki son yol ayrımındayız… Ben ve siz… Herkes, kendi rotasını çizip ilerleme gücüne sahip, er yada geç inanarak istenilenler gerçekleşecektir…
 





 
 
Yolun başında, hayatına yeniden başlarken, tüm yaşanmışlıklarını, hayal kırıklıklarını, öfkelerini, mutsuz deneyimlerini unutarak başlamalısın her şeye… Bir çocuk masumiyetinde ve deli cesaretiyle hazırlanmalısın yeniliğe… Çünkü çocuklar, hiçbir şeyin neden yapılamayacağını bilmezler, onlar için istemek önemlidir. İsterler, hareket ederler, engellenseler de umursamazlar. Dıştan gelen engeller değildir onlar için önemli olan… Kendi istediklerinde duracaklardır sadece… Deli ya da sarhoş da benzer durumdadır, kimsenin onlar için neler düşündüğünü umursamaz, ne istiyorsa onu yapar ve yapmak için tüm gücünü kullanırlar…
 
Hayatına yeniden başlarken, sadece hayallerini al yanına… Çünkü sadece hayallerin seni her istediğin yere götürebilir, ancak hayal kurmayı bilen bir insan sınırlarını aşabilir. Hayal yapabileceklerinin önceden hazırlanmış taslağı gibidir ve üzerinde ne kadar çok düşünürsen hatalarını o kadar çok fark eder ve gerçekleştirmeden önce düzeltebilirsin… Hayal kurduğunuz zaman, ne istediğinizi net anlarsınız ve bu da sizi fırsatlara açık hale getirir…
 
 
 
Tüm evren bir düşünce ile başladı… Düşüncenin ne kadar önemli olduğunu anlatacak başka hiçbir açıklama yok… Düşünün ve yaratım süreci başlasın… Neyi düşünürseniz onu yaratırsınız… Sevgiyi düşünürseniz etrafınızda sizle beraber olmayı seven insanların arttığını göreceksiniz, mutluluğu düşünürseniz sürekli sizi mutlu edecek durumlarla karşılaşırsınız… Yalnızlığı ve mutsuzluğu düşünürseniz, yalnızlığı hayatınıza çeker ve gerçekten yalnız kalırsınız…
 
Çekim yasası daima devrededir… Ne istersen ona dönüşürsün… İçindeki boşluğu keşfetmeyle başlamalısın hayatına… İnsanlardan sakladığın ve sevmeyeceklerini düşündüğün ne varsa dökmelisin önüne… Bu hiç de kolay bir şey değil, biliyorum… Her şeyden önce kendini keşfetmelisin… Sınırlarını, korkularını, cesaretsizliklerini, bağımlılıklarını keşfetmeli ve ilerlemelisin… Böylece kendini daha çok seveceksin…
 
 
Sen kendini sevdiğinde, daha önce açılmayan kapılar açılacak yüreğinde… Tüm bunları değerlendireceksin, her birine girecek ve izleyeceksin bedeninin ve ruhunun sana gösterdiklerini… İzledikçe daha çok tanıyacaksın kendini ve tanıdıkça daha çok seveceksin… Sen sevdikçe sevgi hayatına bir ışık gibi girecek…
Işığın ulaşamayacağı hiçbir şey yoktur… Yeter ki sen pencereni açmayı bil…
Işığının hayatına yayılmasına izin ver…
 
Ve bir yıldız gibi parla…




(3 Haziran 2012 tarihli yazımdır.)
Mutlu hafta sonları.
Beste Eda Aktuğ
 
 


No comments:

Post a Comment

Note: Only a member of this blog may post a comment.