Kıbrıs dönüşünde aldığım Narciso Rodriguez for her'u size nasil tarif etsem diye düşündüm de...
Hani tüm karmaşıklıktan, keşmekeşten uzakta, sabah uyanırsınız ve deniz çarşaf gibidir, gün daha yeni başlamıştır ve yapılması gereken diye bir liste yoktur.... Aklınızdaki tek şey güzel bir kahvaltı yapmaktan ibarettir... işte o an ki, huzurun kokusu gibi...
Lüks ve sade bir ev gibi.....
Ne güneşli ne mat gibi.... Hem yeni gibi hem yıllanmış gibi....
Hem genç, hem de olgun gibi....
Asilce, "Ben, buradayım." der gibi....
Hiç bir zorunluluğu yokmuş gibi... Gitmek isterse gidermiş gibi....
Hiç bir zorunluluğu yokmuş gibi... Gitmek isterse gidermiş gibi....
Kimseye ihtiyacım yok, der gibi....
Her brandy bir konyaktır, ama her konyak bir brandy değildir der gibi :)
***
Meleklerin parfümü olarak lanse edilen Narciso Rodriguez, ağırbaşlı ve karekteristik özellikler taşıyan bir parfüm kesinlikle... Ayrı bir tarzı ve havası var, bir snobluğu var... Herkes gibi değil... Lolipop gibi, yada jelibon poşetinden çıkmıssınız gibi değil... Herkes de koklayabileceğiniz gibi değil... Bir ara Gucci Rush rüzgarı vardı, her yerrrrr ama her yer rush kokardı.. Gucci Rush kullanmamış bir gençlik yok, bi ben kullanmadım inadımdan :)
Sıkar sıkmaz, standart çizgiden ayrıldığınızı anlıyorsunuz -ki zaten parfümün yaratıcıları meslek hayatları boyunca hep imza parfümler oluşturan: Francis Kurdjian ve Christine Nagel.
Sizlere bide şunu söyliyim, parfümün Edt ve edp si birbirinin ucundan geçmiyor... Siyah şişe daha vahşi, pembe şişe daha masum ve diğer bir handikap, pembe şişenin kutusu siyah ve siyahınki de pembe :))
Deneyenlerden de yorumlarını bekliyorum,
öpüyorum sizi kızlar......
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.