Hakan Yıldırım 'ın başı bir türlü beladan kurtulmuyor, şanssızlıklar peşini bırakmıyor. En son başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
Paris Moda Haftası 'nda sunacağı ve merakla beklenen son koleksiyonu kargoda kaybolmuş ! Marc Jacobs 'un geçen sene yaşadığı gibi çalınma değil düpedüz kaybolmuş ! Nerde nasıl kaybolmuş bu bilinmiyor. Ama Paris 'te ki kuşlarımın söylediğine göre The Hakaan Team 'de herkes ağız birliği etmişçesine aynı şeyi söylüyormuş. Bir kargo firması ki bu hangi kargo firmasıdır bilinmiyor, koleksiyonu kaybetmiş ! Bunun dışında başka hiçbir açıklama yapılmıyor. Elbette çok üzücü bir durum. O kadar çalış, uğraş, didin ve sonunda tüm emeğin bu şekilde heba olsun. Hakan Yıldırım 'ın deyimiyle evhanımı cahil bir blogger olabilirim ama bir modasever olarak yeteneğin, yaratıcılığın ve alınterinin anlamını iyi bilirim.
Ama -ki bu ama'yi sanırım hepiniz bekliyorsunuz, işin içinde Hakan Yıldırım olunca ortaya konan sebebe şüpheyle bakmaktan da kendimi alıkoyamıyorum. ANDAM ödülünde yaşananlar, isimsiz mektuplar, günleri değişen defileler, eğitimi hakkında söylediği yalanlar kısaca sicili skandallar konusunda epey kabarık. O yüzden yeteneğini ne kadar taktir etsem de bu gibi sıradışı olaylar oldumu acaba demeden duramıyorum. Markanın uluslararası tanıtımında, dünyaca ünlü isimlerin Hakaan giymesinde, editoryellerde Hakaan kullanılmasında en büyük pay Mert Alaş 'a aittir. Şöhreti, kabiliyeti ve sahip olduğu VIP moda çevresiyle istese en dandik tasarımcıyı bile baş tacı yapabilecek güçte. Front Row 'a Kate Moss 'lar, defileye Natalia 'lar geldiyse sanmayın ki Hakan Yıldırım 'ın topuzunun hatırına geliyorlar. Ortada böylesi creme de la creme bir çalışma olsun sonra çık koleksiyon kargoda kayboldu deyip defileye 2 gün kala herşey iptal edilsin.
Markanın PR 'ından sorumlu Karla Otto 'nun dediğine göre kaybolan koleksiyon vakit kaybetmeden tekrar yapılmaya başlanmış. Ve önümüzdeki günlerde koleksiyon özel bir basın tanıtımıyla sunulacakmış. Tabi bu kaybolma hadisesini her ne kadar uluslararası bir markaya yakıştırmasakta ortada bir gerçek var ki bu sayede çok daha fazla ilgi ve merak uyandırmış olmaları. Sanki bir PR stratejisi tadında.
Bu amatörce sebepten dolayı şüphelenmekte haklı mıyım yoksa öküzün altında buzağı mı arıyorum siz söyleyin !
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.