(Bu sabah facebook sayfamızda paylaştığım ve çok sevdiğim bir şarkı var..
Henüz dinlemediyseniz,açın sesini eşlik etsin size.)
Öyle anlar gelir ki...
Hani artık isteseniz,çok isteseniz de göremezsiniz,konuşamazsınız,
gözlerinin içine bakamazsınız,dokunamazsınız mesela..
Sarılmak istersiniz sıkıca,ağlamak omuzlarında,beraber uyanmak istersiniz aynı sabaha..
Öyle anlar gelir ki...
Kalabalıktır etraf ama yalnızsınız..Bir bakışla her şeyi anlatmak istersiniz,
ama o kişiler yoktur yanınızda..
Özlersiniz..Yüreğiniz sızlar....
İşte o zaman anlarsınız:
"en kıymetliniz sevdiklerinizdir.."
Eğer
"çok yoğunum,işim var şimdi,şu projeyi bitireyim,haftasonu gelsin,bugün yorgunum yarın söz,
düşünürüz,ayarlamaya çalışırız,...."
bahaneleriyle sevdiklerinize (dolayısıyla kendinize) vakit ayırmıyorsanız,
size bir haberim var:
pişman olacaksınız..
ikinci şık,siz öyle 'dalmışsınız ki' hiçbir zaman anlamayacaksınız ancak
siz o çok değerli vaktinizi ayırmadığınız için birileri çok ama çok acı çekecek...
"Aslında çok seviyorum ama belli edemiyorum,belli edersem kaybetmekten korkuyorum,
ya bu kadar gösteriyorum ilgi yeterli bence,e daha geçenlerde yapmıştık ya...."
gibi cümleleri sık kuruyorsanız...
Vazgeçin.
Çünkü,birilerinin size ihtiyacı var.."Sizin" sevginize,ilginize ve şefkatinize..
Başka hiçbir kimsede bulunamayan,yeri hiçbir şeyle dolmayan,o çok özel,
bizi "biz" yapan duygulara..
Sahip olduklarınız için ... Şükredin!
Ve imkanınız varsa..Durmayın,başka zaman değil, şimdi sarılın onlara!Sıkıca...
Naz*
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.